10 Haziran 2014 Salı

SOFRAMIZDAKİ ŞİFALI OTLAR

                                          EGE OTLARI   


   Tabiat insanoğluna karşı her zaman ne kadar cömert olmuştur. Her yıl bizler hiçbir çaba göstermeden topraklarımızda binbir çeşit ot  yetişir. Yeriz içeriz, kalanlar tohuma döner  toprakla buluşur ertesi yıl  yeniden lezzet, şifa  saçar bereketli topraklar.  Bir akrabamın kullanmadığı boş bahçesi var. Çok güzel turp otları yetişir. Tohumlar olgunlaştığında kendisi de tohumları bahçenin her tarafına dağıtır.  Ertesi yıl konu komşusu, akrabaları körpecik, doğal lezzetli otlar yesin diye. Şu düşüncenin güzelliğine bakar mısınız!
   

    Bir çok yöremizde olduğu gibi Ege insanı da otlara çok düşkündür. O kadar çok ot çeşidi var ki  bölgemizde; Deniz börülcesi, turp otu, gelincik , Çandarlı'da bizim akkız dediğimiz şevketi bostan, Radika,  arap saçı, ebegümeci, ısırgan ilk aklıma gelenler. Tabi bu otların  doğallığı, faydası, lezzeti yanında bedava olması da işin diğer güzel yanı. Ancak artık çok kişi maalesef  bahçesinde yetiştirmek,  tarlalardan toplamak yerine pazardan almayı tercih ediyor. Otların pişirilmesi de pratik ve kolay.  Temizle, sıcak suya at biraz haşla. Sonrası önemli tabi. Asıl lezzeti veren o canım zeytinyağı giriyor işin içine çünkü.  Sarımsak ta olmazsa olmazlardan biri. Sarımsağı tuzla biraz dövüp limon ve zeytinyağ ile karıştırıp salatanın üzerine döküyorsun ve hem lezzetli hem şifalı otları afiyetle yiyiyorsun.  Tabi istenirse yine zeytinyağ ile kavrulup sade veya üzerine yumurta kırılarak  yemek çeşidi olarak da yenilebilir otlarımız. Ya da nefis börekler yapılır.
     
     Ot konusunda bizim evde Çandarlı'daki ablam uzmandır.  Beş dakika içinde bir poşet ot toplar getirir. İsimlerini, nerelerde bulunduklarını çok iyi bilir. Zaten sofralarında ot yemekleri, salataları hiç eksik olmaz. Şubat tatilinde memlekete gittiğimde her gün turp otu toplayıp getirdi bize sağolsun. Ayrıca  akkız ve turp otu aldım kökleriyle. İstanbul'a gelince diktim, tohumları olgunlaşsın diye bekliyorum. Ekeceğim ve benim de bir sürü akkızım, turp otum olacak :)  Geçenlerde ne durumdalar diye bakayım dedim Bir de ne göreyim ? Sümüklü böcekler tohumların  çoğunu afiyetle yemiş. Artık geride kalanlarla idare edeceğim mecburen.   
      
     Bildiğim, yediğim otlardan bazıların sizlerle paylaşmak istedim:                                                                                        
                                                            TURP OTU
   
Benim  için her zaman listenin başında yer alır. Lahanagiller familyasındandır. Genellikle meyve- sebze bahçelerinde, tarlalarda bulunur. Kışın ve bahar başında toplanır . Bölgenin ilk yabani otlarındandır. 1.5 metreye kadar boylanır. Daha çok salata olarak yenir ama istenirse, zeytinyağlı, yumurtalı yemeği de yapılır.
  
Turp otu salatası çok lezzetlidir
  Çok güçlü ve önemli bir şifa kaynağıdır.  İçeriğinde c vitamini, kükürt ve iyot bulunur. Yaprakları demir eksikliğine iyi gelir. İdrar söktürür, iştah açar. Sinir sistemini rahatlatır, uykusuzluğa çözüm olur,kabızlığı giderir. Karaciğeri kuvvetlendirir, böbrek taşlarının düşürülmesine yardımcı olur.  
                                      




                                                    DENİZ BÖRÜLCESİ
    
Etli kısmını kılçıklarından ayırman zahmetlidir
  Ispanakgiller ailesinden bir kaç yıllık bir bitki türüdür. Genellikle deniz kıyılarında yetişir. Denizdeki gel gitlerin ardından sular çekildiğinde yetişir. Tuzlu su kaynaklarına yakın yerlerde yetiştiğinden  tadı tuzlu, ekşi ama çok lezzetlidir. Geren otu ve kurşun otu olarak da bilinir. Mayıs-haziran ve temmuz aylarında taze ve lezzetlidir. 

Zeytinyağ ve limonlu salatasına doyum olmaz
      





      Denizdeki bütün mineralleri bünyesinde barındırdığı için çok yararlıdır. İçindeki mineraller: Magnezyum, iyot, kükürt,  potasyum, kalsiyum, fosfor, demir, çinko , magnezyum ve bakırdır. Yüksek oranda sodyum karbonat içerdiğinden geçmiş dönemlerde yemek dışında  cam ve sabun yapımında da kullanılmıştır. İdrar söktürücü ve ödem attırıcı özelliği vardır. Güçlü bir antioksidandır, vücudu güçlü ve zinde yapar. İyotlu topraklarda yetiştiğinden guatr için faydalıdır. Ancak bünyesinde çok tuz barındırdığı için tansiyon hastalarının dikkat etmesi gerekir
     
   Sarımsaklı veya sirkeli salatası çok lezzetli olur. Tek kusuru hazırlanması biraz zordur. Haşlandıktan sonra etli kısımları  kılçıklarından sıyrılarak çıkarılır. Limon, isteğe göre sirke, zeytinyağı ve sarımsakla sos hazırlanarak servis edilir.
Ebegümeci kozmetik alanında da kullanılır

                                                     EBEGÜMECİ
    
     Ebegümeci familyasındandır. Çok bilinen, yaygın olarak kullanılan bir bitkidir. Daha çok güneşli ve kuru yerleri sever. Sonbahardan itibaren toplanmaya  başlanır. Yaprakları sebze olarak, çiçekleri de kurutularak çay olarak tüketilir.Yapraklarından salata, çorba, dolma yapılır. Böreklere konur, körpe yaprakları haşlanarak yoğurtlu salatası yapılır.   
 
Güneşli ve kuru yerleri sever
 Sağlık alanında da kullanılan bir bitkidir. Kaynatılıp içildiğinde sinirleri yatıştırdığı belirtilir.  Göğsü yumuşatır nezle ve bronşite iyi gelir. Mide ve bağırsakların düzenli çalışmasına yardımcı olur, kabızlığı giderir. M.Ö. 1. yüzyılda Plinius ''  Günde bir kaşık ebegümeci yiyen hayatı boyunca hastalıklardan uzak kalır '' demiştir. Lapası çıbanların olgunlaşmasını sağlar. Dişeti hastalıklarına iyi gelir. 

     
  Gözaltı kırışıklıkları ve şişlikleri için faydalıdır. Hatmi ile kaynatıldığında saçları kremden çok daha güzel yumuşattığı belirtilir. Cilt kremi yapımında faydalanılır.
     

2 yorum:

negro dedi ki...

en üstteki resimde en alttaki şerit yapraklı otun adı nedir acaba? lütfen cevaplar mısınız?

Unknown dedi ki...

ebegumeci cok lezetli bir ot